Bir mevsim salataya nasıl sığarsa..

Ben değil ilaçların hepsi şizofren. Ve bir görkem taşıyan tren gibi ren geyikleri.. Şişko masal kahramanlarının düzenlediği bir yardım gecesinde eski bir bayram şekeri edasıyla bebek arabalarına suikast düzenleyen anarşisttim. Gururlu muydum? Evet!! Çocukluğu ailesinden uzak ve aynı evde geçen herkesin iç sesiydim. Sonrası malum. Büyümek bir zorunluluktu ve inadınaydı yaralarının kabuklarını oya oya kanatmak. Oysa ucu sperm dolu menteşelere tutunmak gibi zordu yaşamak. Tutanı beklemeden babanın kolundan yapışmak ve kaç kez sevdiğini seni hatırlamak.. Yüreği çiçek dolu bir kız çocuğu görünce o yüzdendir mis kokulu sarılmak ama bu başka bi konunun konusu. Günler yıllara yetişince, misafirlikte sana da çay getirdiklerini görünce büyümeye başladığını da anlıyor insan. Halbuki büyümek biyolojik bir zaman ve benim hiç işim olmazdı, olmadı da zaten. Ne zaman ki yaralı bir göze değiyor yüreğin yahut daha bi içten öksürüyor annesi insanın o zaman heh işte diyorsun. Sana eski enerjisiyle seslenemediğinde sen de ona eski sabrınla yaklaşamıyorsun ve illaki ayıp ediyorsun. Zaten ilk annesine ayıp eder insan. İlk annesine karşı yapar hatalarını ve ilk annesine  koyar gönül.  Neyse bu da başka bir konunun konusu.. Olur öyle bazen. Zaten bazı zamanlar uyandığımda hangi günde olduğumu da unuturdum. Pazartesi, cuma, pazar.. Büyüdükçe eksilirdi insan herkes gibi azar azar. Ben sadece çoğalmak istedim. İçimdeki su birikintisi yağmura dönsün yağsın istedim. Sevdiğime su vermeden yansın istedim. Ben onunla sadece bir yangın istedim. Coğrafyamız beş olsa ve saat hiç dört çeyreğe gelmese mesela, dört çeyrek bir tam saat eder aslında. Bilsin istedim.. Oysa avuç içi aya, boru sesi ti ve resimdeki sanatçı gibi dilimin ucundaydı dilin. Sol kolumdan sırf enerji anlaşmalarının gereğini yerine getirmek için damar açardım ve piramitleri zevkine göre bir renge boyardım senin için. Ama doyar mı insan? Hep daha fazlasını arar mı insan? Arıyor işte. Ben bu dünyanın insanı değilim azizim ve bunun için  sevdiğim en güzel kitaplar üzerine yemin ederim. Bir mevsim salataya nasıl sığarsa öyle sığabiliyorum kabıma. Öyleyse limonlar sıkın üzerime, marul patlasın. En büyük uçaklar üzerime brokoli fırlatsın. Çabalıyor ve emek sarf ediyorsam ve kendimden başka kimseye de zararım yoksa bırakın lütfen. 

Yorumlar

Popüler Yayınlar