Beş

Bir bedende topladılar beni. Kimisiyle aynı memleket, kimisiyle aynı çanta tutuşu, aynı bakış,aynı okul. Bir farkla kazanmayı sevdirdiler bana ve yine onlardı son anda sevinmeye alıştıranlarda..Bekledik.. Kertenkelenin kesilen kuyruğu gibi oynattık aklımızı.. Birazdan iki satırlık manşet attığım günün ertesi için kıvrılıcam. Hazır olun!! Hepinizle birlikte ayrı ayrı vurulucam..

--.........?

Kevgire dönmüş insanların ortasından süzülen bir makarna misali geçiyor zaman.
Hatırla!! Nasılda tutmuştum rönesansı özel sosuyla meşhur o ünlü İtalyan restoranında yakasından? Hatırla eski şarkıların içinden hiç geçmeyen otobüsleri ve piç edilmiş sevdaların şerefine içtiğimizi.. Prag'ın bir bilim dalı olduğunu nasıl unutursun? Nerede kayboldu Budapeşte'n? Duvarda yazan kadının çığlığını o çığlık ki sokaktaki her taşta..Sesin duyulduğunu nasıl unutursun taş her atıldığında? Kimdi ,gribine poker oynarken yorganı kazanan? Kimdi güneşten geçerken parmak uçlarında yürüyecek olan yaşta.. Onca söz ,onca çaba ne içindi? Seni herkesle bir tutan,bir adım yol bile alamadığını kelimeleriyle kafana kafana ,gelişi güzel, hunharca çarpanları nasıl unutursun? Ben unutuyor muyum sanıyorsun? Alınamayan virajları,kırılan eklem yerlerini,ayak bileklerini,ümitlerini,girilemeyen sınavları..Nihayet oynatabildim diye bayram ilan edilen baş parmaklarımı.. 

Kalorifere en yakın gezegen dönerken okuldan, kutuplardan basık bir pil gibi şişkin şarkıları dinlerdim . Dinlenirdi kırlangıcım ağaç kavuğundan pişakar ile..Pişen pasta kokusu yayılırdı Orta Asya'ya. Askılar dolardı evimizde. Yazmaya karar verdiğimde dünyayı patlatmıştım sadece bir mızıka ile. Güney Afrika daha icat edilmemişti..Doksanlardan kalan rock işaretli yollar, "dikkat bateri çıkabilir" yazılarının hemen dibindeki rakımı yüksek,nüfusu belirsiz bir kentte çocuktum..Kıyıya paralel uzanmış bir dağ gibi mideme levye yerleştiriyorum şimdi. Herkesin üzerindeki o meşhur ağırlık gibi..

Bütün dargın çiçeklerin ismi gibiydi adım.. Bir baharı tanıdıktan sonra; önce didik didik ettim sınırlarımı sonra yalpaladım.. Ondan habersiz ne kitaplar bitirdim,ne filmler izledim başrollerini paylaştığımız...Neleri kutladım..Neleri neleri batırdım...Ve bilmem kaç milyon kez yanıldım.. Yine de o bedende topladılar beni. Uslanmadım, bu yağmurda onu hiç ıslatmadım. Yağarsa, kalbi öne doğru gülümserdi "bir arkaya iftira gibi.." Anlatamadım..

--Kelimelerine mukayyet ol Ozan!!


Şimdi son gömleğimi katlerken yüzünün yarısı gözüken beyaz tenli bir kadının alnının tam ortasından geçen rakamlar kadar alkollüyüm.. Uçucu maddelerin kanatlarının olmadığını öğreneli tam tamına beş dakika oldu.. Ve sevgiyi, çabayı, cesareti; kalp yerine bağırsakların yanına mahkum eden şirketler çoktan battı.. 
Bir şeyler kutlamak için olması gerekmez illa!! 
Hatırla..
Şerefine içebileceğini ,herkesle aynı olan bir adama..
"Ölüm kapımı çalmasa da"..


Yorumlar

  1. Bu yorum yazar tarafından silindi.

    YanıtlaSil
  2. yorumu silmek zorunda link değişikliği, yazınız çok güzeldi tekrar belirtmek isterim

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Popüler Yayınlar