Hiç Atlar Terminali

İnsanın her gün yaptığı en güzel şey ;o gün intihar etmemeye karar vermesiydi. Kimisi ölümü zorladı dün akşam,benimse gözleriyle kan çeken bir evde şimdi gölgem.. Hepsi şu yağmurların yüzünden. Henüz çamura saplanıp ölmeden önceydi ve yer sofralarında ızdırap dişleyen çiğ bir öfkeyle beslenirdi.. 

Hazırsanız başlıycam!

--Seni dinliyorum Ozan?

Onayladı sadece... Kim ne bok yediyse ,kim ne dediyse başını sallayıp onayladı..Sesini kıstı zihninin önce. Bütün benlik sorgularını o çift el silah sesiyle öldürdü..

"Günaydın" diyecek cesareti bulamayan bir evde yaşıyordu..Obezliğin statü sayıldığı bir dinde beş vakit Afrika kahvaltı haberlerini dinliyordu..

Kendine gelmiş gibi irkildi derken.. Tırnak makaslarının arasında yeniden nüfus sayımını tamamladıktan sonra şehrin en güzel yerindeki yerden başladı yeniden..

Hangi bıçak yüreğini delebilirdi operadan başka? Gitmek istedi dünyayı maviye, gözünü pembeye boyadığı yerlere..

Çok acil Sığacık'da bir evi olmalıydı. 

Hiç tutmamıştı ilaç gibi makyajlı apranaxa benzeyen gözleriyle ağrıyı.. Kıtlık ortasında kan çanaklarında sallanan et parçalarının bağımsızlığını ilan ettiği günlerin üçüncü yılıydı.. Küçük bir hırsızlıktı onunkisi.. Sarhoş bir şoförün yol açtığı küçük bir kaza ya da bir barda çıkan kavgadan fazlası değildi mutlaka..Öyle olmalıydı.. Olur öyle arada hatta.. Rastgele,anlık ibadet biçimi....Rtelin düştü, Stelin çoktan öldü.. Beli kuşatma altındayken Berlin'de bak dolunay kutlanıyor. Ve hala "en azından kutlanacak bir şeyler bulunuyor" diye seviniyor..Benimse gözlerimde bir sakız aynı ses tonuyla her gün aynı zehir molalarında ayaklar altında çiğneniyor..

Ama ona göre çoraplarında hala kül var. Benzi ise yanık dolu.. Seni de beni de boğabilir.. Boğabilir de nedir? Buna boğabilir mi denir? 

Atlayıp şehrin en güzel terminalinden yola çıkmak vardı şimdi. Uçmak olabildiğine mavilerin kıyısına. Alkollerden alkol beğenmek vardı etil etil.. 

Onayladı sadece...

Sığacık'da bir evi olmalıydı çok acil..

...

...

...

-Devam et Ozan!! Eee?