Bir gece eleştirisi

Okuldan çıkınca hızla ceketimi atıp o tepeye gidiyorum bu aralar. Nicedir bir taraflarımı taciz eden o meşhur yürüme mesafelerinde koşar adım kendimi dinliyorum. Bir sigara daha yakıp öyle bakıyorum yaşadığım ilçeye. Güldürdüğüm insanlar geliyor aklıma. Henüz doğumu gerçekleşmeyen çocuklar bir fanusta uzaktan bana bakıyorlar cenin cenin. Bende onlara bir elim burnumda nanik işaretiyle sesleniyorum. Üzerimizdeki önlenemez ağırlıklardan ,pişmanlıklardan ve gelip göğsümüzün en güzel yerine oturan öküzlerin varlığından hiç bahsetmiyorum bile.  
Derken Ankara'yı özlüyorum.. "Oğlum oyun yetişecek mi lan" telaşımızı,kulis aralarında yakılan en samimi sigaraları, "bütte verirsin kanka" yalanlarını.. "Kızılay'daki İsmail abiye kaça okuturuz acaba"diye ilmek ilmek ördüğümüz takılarımızı ..Kiminin hep geç kalışlarını, kiminin hep işinin çıkışlarını,kiminin yaşam kaygılarındaki umudu geliyor aklıma. 
Şimdi ise bambaşka bir dünya..İnsanların kötülükleri,görülen yüzün arkasında saklanan ne idiğü belirsizlikleri.. Belki de bu yüzden bir elin parmaklarını geçmeyecek kadar insan var hayatımda. Babaannem hep "insanların hayatlarında güzel izler bırak "derdi..Annemin en güzel öğüdüydü "iyi insan olun" diye çocukken bize verdiği ..Ne çok konuştunuz,ne çok dinledik sizi..Kalp kırmak nedir en ufak bir fikrim bile yok. Hiç bir arkadaşımın başarısızlığına sevindiğimi hatırlamam. "Dur şunu şunu yapayım da şöyle şöyle bela gelsin başına" diye kimsenin kuyusunu kazmadım. Duyup gördüklerimi ne duyurdum ne de gösterdim onlar bana yapmıştı ama diye..Ne kadar kolay karaladınız insanları ve ne çabuk hükümler verdiniz onlar hakkında. Ve ne güzel roller kestiniz Oscar'a aday performanslarınızla.. Size inananları da aptal yerine koyarak yaptınız bunu üstelik. Ne güzel hiçe saydınız ruhu da kalbi de bir göz rimeli uğruna. Okunan bir kitabın çizilen yerlerini defalarca hiç okumadınız,neden çizildi ki diye acaba hiç düşünmediniz ama yine de kıran girmedi daha çok kazanmak için eğdiğiniz boyunlarınıza.. Ve hiç yabancılık çekmediniz bulunduğunuz kabın şeklini alınca da. 
Beklemeyi, sabrı,sadakati sevemediniz bi..Sevdiğinizi iddia ettiğiniz kişilere bok atmaktan geri bırakmadınız kendinizi; değmedi diye size yüreği..
Ve dinleyemediniz bir çocuğu kulak memesinden öperek sakladığı ne varsa...

Yorumlar

  1. Kiminin hep geç kalışlarını, kiminin hep işinin çıkışlarını,kiminin yaşam kaygılarındaki umudu... dokunaklı burası hislerime

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Popüler Yayınlar