Filmin sonunda mutlaka Rocky kazanır

Bendeki bu bitmek bilmeyen nehir,bu dava,bu gen havuzu için yapılmış iksir.. Bu ağustosda yine toplanır mı ki salyangozlar düşüncesiyle bulanan..Ve her gün aralıksız içtiğim zehir..Sendeki bu kış tortusu ,bu hengamen üzerine yazılmış dili en ağır roman,di-li geçmiş zamanlarında hayatına soktuğun en kötü fikir..Bir de üzerimize atılmış bu olmayış yaftasıyla sulanan ve fıskiyesiz bir alan gibi.. 
Bizden adam olmayacak!! 
Bitmedikçe bu içimizdeki pazar yeri..

Donma noktamı ölçmem gerek ve yeni bir ilizyon almalıyım sabaha.. Saçlarım çok uzadı, sakallarım kendi halinde bu ara.. Çocukken annemin "alnı görünmeyen kıvırcık oğluşu" modundayım. İki sayının toplama kampı kadar ölü insanlar var şimdi hatıralarımda.. Yazık ki nabızları atıyor hala..Bense üç şişe önümde,kollarım kanlı vaziyette esas duruşa geçtigim zamanları hatırlamaktayım.. Dudaklarımı nicedir kanatan bu soğuk ise elbet bir tanrı arzusu..
Haremlik selamlık diye ayrılan düşüncelerimi ilaç kapsülü ile beraber uzaya fırlatmama çok az kaldı biliyorum. Güneşi doğum yerinden bıçaklayıp kıtalarımın arasındaki bağlantıları keseceğim. Buna bütün DNA lar gülecek biliyorum. Yine de ülkemi kurtarıyormuş gibi yapıp saat başı;inadına okumaya devam edeceğim Yılmaz Güney'in Yalpa'sını..
Nasıl okunmazki o Yalpa? Baksana,şiddete meyilimiz bile perdelere sinmiş. Daha bakkala borcumuz yoktu üstelik yeni yerleşmiş. Kanser besleyip beynimizin içinde kitle kitle..Kurt adamlarla;sokakta ay altında,eksi havalarla,eksik olan her ne varsa,savaşmak zorunda olduğum her şeyle hatta..
Rahat bırakın beni konuşamam daha fazla. Kekelemeyi rüyamda öğrendim bende.. Hatırlatmayın kimden,neden, nasıl iğrendiğimi? Hatırlatmayın bu iç savaşı nasıl hallettiğimi. Neyi,nereden öğrendiğimi de hatta..Sandalyede öylece oturmalıyım sadece.. Kimse varlığımı hissetmeden..Yatak gıcırtılarımla gölgeden duvara.. Gölgeden duvara..Öğleden sonra yine bir daha..Ben ki geyiklerin sesini bile deneme yanılma yöntemi ile çizmiş bir adamım; tavandaki deliklerin yerine kadar öğrendiğim odama..En kıvrımsal boyutta..Kalın sesli kiremitler bile çıtırdar inan bana; Mars'tan bir avuç uzaklık alamazsak hayatımıza..

Ve sonra soyunmuş gölgemiz bile hastalanır..

Elbet bir yol daha bulunacaktır ama önce iyice bi bulanacaktır. Derken yakıp dörtlükleri,çekip sağa..Güneşin başka memleketlerde tam üzerimize doğumunu keşfedeceğizdir. İşte tam orada bir çocuk bizim için uçuracaktır maviye çok benzeyen balonu. Tam karşısında gözüne ilişecektir sana yapılan hoyrattaki içme suyu..Ben de sıvayıp kendimi baştan ayağa; istediğin renge boyuyorumdur iki oda bir salonu.. Yeter ki inan!!

Bendeki bu bitmek bilmeyen nehir,bu dava,bu gen havuzu için yapılmış iksir.. Bu ağustosda yine toplanır mı ki sümüklü böcekler düşüncesiyle bulanan..Ve her gün aralıksız içtiğim zehir..Sendeki bu kış tortusu ,bu hengamen üzerine yazılmış dili en ağır roman,di-li geçmiş zamanlarında hayatına soktuğun en kötü fikir..Bir de üzerimize atılmış bu olmayış yaftasıyla sulanan pazar yerlerin bittiğinde.. İşte o zaman kocaman bir ülke olacağız bizde..
Biliyorum..
Filmin başından ortasına, ortasından sonuna kadar hırpalanan..Yeri geldiğinde ayağa kalmakta dahi zorlanan o doksanlı yılların kahramanı gibi ; öyle bir an gelecek ki.. O muhteşem müzik eşliğinde bir kadın ve bir adam..Kaldırıp ellerini güneşe...Buradayız diyecek!!! 
Buradayız ve kazandık işte...



Yorumlar

  1. inanmıştık ama yine de yandı dörtlükler be

    YanıtlaSil
  2. kitap bassan bir milyon satar ve bunu bildiği halde neden ısrarla bastırmaz ki insan

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Popüler Yayınlar