kendi hayatının iplerini kendi ellerinde tutanlar..

Hâlâ küçük enstantaneler alıyorum sana marketteki şarküteriden..Stand yerine Stan açsalar da Eric Clapton dinlesek diye geçiriyorum sonra içimden.. Keyfinin tonlarca Washington portakalından daha demokrat olması için temenni ediyorum derken.. Akşam olunca da ülkenin gotik anılarını çalıp,en sevdiğim dans figürlerini koyuyorum plaklara.. Biliyorum daha erken.. İnek sütünden tanrilara tapiniyorum pastörize..Kirazıyla ün salmış bir memlekette kulağıma küpe ettim seni gidiyorum iyimi?  Sen'se bir eylül hafta içisinin bir akşam üstüsünde gitmiştin benden tastamam..İmalat hatası olduğumu söyleyip,ima üzerinde kaygılar besleyip imara açılmamı istemiştin. Gergeflerime yeni bir oksijen yükleyip maviye çalıverdim ben de o anda .  Hayatımda hiç kimse beni ben olduğum için sevmemişken senden bunu beklemek de neydi? Neyse ne işte..Yine de çok özledim harbiden.. Esaslı insandı vesselam. Suratına suratına, gelişine gelişine yapıştırırdı hep voleleri. Hayatı kendi ellerindeydi ona göre..Gözleri dört defa lacivertti bana göre..